Allah Şirk Koşanı Neden Affetmez?

Allah Şirk Koşanı Neden Affetmez?

Şirk, kelime anlamı ile ortak koşmak anlamına gelir. Bu kelime tevhit yani birlemek kelimesinin tam tersidir. Allah’u Teala’ya hiçbir şekilde şirk koşulmamalıdır ve Allah’u Teala’ya yapılan ibadetlerde ortak aranmamalıdır. Aranırsa ve Allah’u Teala’nın sıfatı başka şeylere yüklenirse bu Allah’u Teala’ya şirk koşmak anlamına gelir ki, bu durum Kuran’da şiddetle reddedilmiştir.

İnsan, Allah’u Teala’yı bilmek, ona ibadet etmek ve ondan medet ummak için yaratılmıştır. İnsan kendisini yaratan Allah’ı bırakıp başka birilerinden medet umarsa, başka birinin hizmetine girip onu ilah olarak kabul ederse en ağır günahı işlemiş sayılacaktır ki, şirk koşmak ne tövbe etmeye ne de af edilemeye layık bir davranış değildir.

Şirk Çeşitleri

Şirk birkaç şekilde olur.

“Şirk-i İstiklali’ denilen şey şirk’in bir çeşididir. Bu şirk çeşidinde insan güneş, ay ve yıldız gibi semavi varlıklara, diğer tabiat kuvvetlerine inanır. Bununla birlikte insanlara inanmak ve onlara ibadet etmek de bu şirk çeşididir.

Bir diğer şirk çeşidi ise ‘Şirk-i Teb’iz’ olarak adlandırılmıştır. Bu şirk çeşidinde de insanoğlu hem Yüce Allah’a inanmaz hem de onun sıfatı ile adlandırabileceği başka varlıkların olduğuna inanır.  Özellikle Hıristiyanlıkta yeni bir icat olarak ortaya atılan “teslis” bu şirkin en büyük örneklerinden biridir.

Putlara tapmak bilinen en büyük şirklerden biridir ve Kuran’ı kerim’de şiddetle yasaklanmıştır. Putlara tapan insan, Allah’u Teâlâ’nın kâinatın tek yaratıcısı ve tek yöneticisi olduğunu inkâr etmektedir. Putlara veya heykellere tapmak, kendilerine hiçbir fayda sağlamayacak cansız varlıklardan medet ummak ve onlara ibadet etmektir. İslam’ın özellikle başlangıcında bu tür şirkler çok fazlaydı.

Bir başka şirk konusu olabilecek durum ise, bir takım insanların Allah (c.c)’ın emirlerini ve yasaklarını istedikleri şekilde yorumlayarak veya yorumlayan insanları kaile alarak onları “Rab” edinmeleri ve Allah (c.c)’ın yasadıklarını hiçe saymalarıdır.

Kişi nefsinin ve arzusunun kurbanı olarak Allah (c.c)’ın yasaklarını hiçe sayması, emirlerini yerine getirmemesi de bir şirktir. Allah (c.c)’a yüz çevirmek yerine hakiki tevhide anlayarak bu gizli yapılan şirkten kurtulmak gerekir.

Allah şirk koşanları affetmez ve Allah (c.c)’ın şirki affetmeme hükmü de kesindir. Bu kesinlik bütün Müslümanların ittifakı iledir. Zira şirkin affedilmesi kitap ve sünnetle caiz olmadığı gibi aklen de caiz olmayacaktır. Bilinmelidir ki, küfür Allah’ karşı olan masiyetlerin bir sonucudur. Kâfir küfür ederken, bu küfrü hak görmektedir. Bundan dolayı da af ve mağfiret dilemez. Küfrün itikadı ebedidir. Bu yüzden cezası da ebedi olacaktır. Küfür ve şirk, sair günahların başında gelir.

Yüce Allah gerek Kuran’ı Kerim’de gerekse de Peygamber Efendimiz ile şirk koşmanın büyük günah olduğunu ve bu günahların affının zor veya imkânsız olduğunu ayetler ve hadislerle kullarına iletmiştir. Şirk koşan insan, Allah’ın bir kulu olmaktan çıkar ve Allah’ta o kul ile birlikte olmaz.

 

Etiketler